-
1 tepeden bakmak
смотре́ть свысока́ -
2 tepeden bakmak
v. look down on -
3 tepeden bakmak
to look down on (sb/sth), to disdain, to scorn, to look down one's nose at -
4 scorn
tepeden bakma, hor görme, küçümseme, hor görmek, tepeden bakmak, küçümsemek; tenezzül etmemek, reddetmek -
5 look down one's nose at
tepeden bakmak, küçük görmek, hor görmek* * *(to regard with contempt.) hor görmek, küçümsemek -
6 сверху
1) yukarıdanспусти́ться све́рху вниз — yukarıdan aşağı(ya) inmek
2) üstte; üstündeвозьми́ тот, кото́рый (лежи́т) све́рху — üsttekini al
све́рху он не окра́шен — üstü boyasız
3) перен. yukarıdanприка́з све́рху — tepeden inme / gelme emir, tepeden emir
э́то был челове́к, кото́рого подде́рживали све́рху — yukarıca tutulan biriydi
••смотре́ть на кого-л. све́рху вниз — birine yüksekten / tepeden bakmak
све́рху до́низу (на всех уровнях) — üst kademeden tabana kadar
-
7 tepe
tepe Spitze f; (Baum)Wipfel m; (Berg)Gipfel m; Hügel m; ASTR Zenit m; MATH Spitze f, Scheitelpunkt m; Scheitel m, Wirbel m (am Kopf); Genick n (der Vögel);tepe noktası Scheitelpunkt m; fig Höhepunkt m;-e tepeden bakmak fig herabsehen auf A;tepeden tırnağa kadar von Kopf bis Fuß, vom Scheitel bis zur Sohle; bis an die Zähne bewaffnet;tepesi atmak fig vor Wut platzen -
8 tepe
пик (м) холм (м)* * *1) верши́на; верху́шкаağacın tepesi — верши́на де́рева
2) маку́шка, те́мяtepe damgası — анат. родничо́к ( у новорождённого)
tepe saçları dökülmüş — у него́ облысе́ла маку́шка
3) холм, со́пка; высота́; курга́н; приго́рок4) мат. верши́на угла́••- tepesi atmak
- tepeden bakmak
- tepesine binmek
- tepesinde bitmek
- tepesine dikilmek
- tepesinde havan dövmek
- tepesinde değirmen çevirmek
- tepesinden kaynar su dökülmek
- tepesinin tası atmak
- tepeden tırnağa süzmek -
9 tepe
-
10 disdain
küçük görme, tepeden bakma, hor görme, saygisizlik,küçük görmek, hor görmek, tepeden bakmak; tenezzül etmemek -
11 herabblicken
-
12 свысока
смотре́ть на кого-л. свысока́, относи́ться к кому-л. свысока́ — birine yüksekten / tepeden bakmak
-
13 herabsehen
-
14 condescend
tenezzül etmek; havalara girmek, tepeden bakmak
См. также в других словарях:
tepeden bakmak — (birine) küçümsemek Çatık kaşlar ve engin nazarlarla herkese tepeden bakıyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepeden tırnağa süzmek — herhangi bir sebeple birine dikkatlice bakmak Önce onu tepeden tırnağa şöyle bir süzdü. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepe — is. 1) Bir şeyin en üstteki bölümü Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz. S. F. Abasıyanık 2) Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası Ekşisu da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi. N. Cumalı 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yukarıdan — zf. Tepeden, üstten Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yukarıdan almak yukarıdan bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük